Sevgili Ruşen Güneş’den naklediyorum:
“Bizim mahalledeki Marks and Spencer süper market dükkandaki malların yerini devamlı değiştirir -satış politikası- herkes her yeri dolansın ve yeni gördüklerine de ilgi göstersinler diye.
Bana verilen direktiflere göre almak istediğim şeyin nerede olduğunu bildiğimi sanarak gittiğim yönde bambaşka şeyler vardı. Bir oraya bir buraya derken dikkati çekmiş olmalıyım ki orada çalışanlardan biri
”Ne aradınız?” diye sordu. Ben de pat diye ”mi bemol” dedim.
Kız ”Nasıl bi şey ” diye soruyor, ben ”Çok güzel bi şey” derken ”Kusura bakmayın ben burada biraz yeniyim yöneticiye bir sorayım” dedi ve gitti.
Biraz sonra çok daha güzel bir bayanla beraber geldi, yönetici olmalı. Yönetici:
”Yardım edebilir miyim?”diye sordu
“Tabii lütfen” dedim. ”Mi bemol arıyorum”.
”Nasıl bir şey o? ” diye sorunca cevap verdim:
“Çok güzel bir şey” O da:
”Ne yapılır mi bemolle? ” demez mi?
“Çok şey” dedim, “Hele usta ellerde”
Kadın bir yere telefon etti ve ”Ofise sordum öteki branşlara sorup bana geri dönecekler” dedi, “Biraz bekleyin haber vereceğim” diye ekledi.
Dolaşmaya daldım, çok büyük bir yer. On dakika sonra bir anons ”Lütfen mi bemolü arayan müşteri başvuruya gelsin!” Gittim, bu kez bir erkek memur:
“Mi bemol diye bir satış maddesi bulamıyoruz biraz tarif edebilir misiniz?”
“Mi bemolle çok şey yapılabilinir sonu yok” dedim. Adam düşünceler içinde:
”Çin yapısı mı?” dedi. Dedim “Hayır el yapısı”
“Ama hangi ülke üretiyor”
“Her ülke dünyadaki her ülke”
“Ne işe yarıyor?” dedi. Sonra “Kusura bakmayın bu istediğinizi ben ne duydum ne de gördüm” diye ekleyince kendi kendime ”Aramanın sonu yok ama bulmanın galiba var” diyerek evin yolunu tuttum. Kendimi çok iyi hissediyorum ya; saçmalamanın sonu daha geç geliyor bu fiziksel mükemmellikte. Eve girdim ve saldırdım viyolaya; hep mi bemol çalıyorum. Sokak kapısını açtım belki bizim adam geçer diye aynı Nasrettin Hocanın yaptığı gibi. Hani komsusu şikayet edince hep aynı notayı çalıyorsun diye Nasrettin ”Ötekiler hep ararlar bulmaya çalışırlar ama ben buldum” demiş. Kıssadan hisse derler eskiler, onun gibi.”